İran kedileri, chin chila gibi kedi ırkları son 10 yılda ülkemizde çok popüler olmuştur. Kendine özgün şirin görüntüleri ve cana yakın mizaçlarıyla gönüllerde taht kurmuştur. Ancak bu güzel canlıların anatomik yapıları ve genetik mirasları onları göz hastalıklarına yatkın kılar. Anatomik olarak göz kürelerini içine alan kemiksel çukurluğun sığ olması, göz kürelerinin iri olması ve kısa burun yapıları, göz kürelerini dış irritasyonlara ve travmalara karşı hassas yapar. Ayrıca gözün ön saydam tabakasını oluşturan kornealarında, bazı hücre tabakaları genetik olarak zayıf gelişmiş olabilir.

Bu özel kedilerin yukarıda özetlediğimiz özel durumları neticesinde çok hafif irritasyonlar bile korneada erozyon, yaralanma ve iltahaplanma ile sonuçlanabilir. Bir çok İran kedisi sahibinin ortak şikayeti, gözyaşı akıntısıdır. Çoğu hasta sahibi artık kedisinin gözünün akmasını kanıksamıştır ve normal kabul etmektedir. Aslında bir anlamda doğru olsa da gözyaşı akıntısının her zamankinden fazla olması, gözlerden bir ya da ikisinde kısma, ışığa karşı hassasiyet, saydam olması gereken korneada renk değişimleri (kırmızılık, beyaz puslu görüntü ya da siyah-kahverengi lekeler) ve keyifsizlik önemli bir göz hastalığının belirtisi olabilir.

İran kedilerinde yaygın gözlenen bir durum da alt göz kapaklarının buruna yakın iç kısımlarının içeri doğru (gözküresine doğru) kıvrılmasıdır. Bu durum gözyaşı pınarının çalışmasını engellediği için burun boşluğuna akması gereken gözyaşının gözkapaklarından taşmasına neden olur. Böylece özellikle alt gözkapaklarında ıslaklık ve kızarıklık gelişir. Hatta bazı kedilerde bu kıvrılma o kadar ileri derecelidir ki, gözkapağının kenarındaki tüyler korneaya temas ederek erozyon ve ülser oluşturur.

Diğer bir çok kedi ırkında irritasyon, travma ve gözkapağının yapısal bozuklukları erozyon ve ülser oluşumu ile sonuçlanır. Ancak İran kedilerinin bahsettiğimiz anatomik ve genetik durumları korneada nekrozlaşma ile sonuçlanır. Yani hücrelerin bir kısmı canlılığını yitirir ve ölü hücreler cansız bir tabaka oluşturur. Bu alanlar korneanın yüzeyinde kahverengi- siyah tabakalar şeklinde izlenebilir. Adeta kornea üzerinde kara bir benek gelişmiştir. Hasta ağrılıdır. Bu durumu ifade edemese de gözünü kısması, ışığa bakamaması ve göz çevresindeki kızarıklıklar ağrıyı belgeler. Nekrozlu doku zamanla genişleme ve derinleşme eğilimindedir. Neyseki bu hastalık operatif olarak iyileştirilebilmektedir. Operasyonun ardından 2-4 haftalık bir ilaç tedavisi ile hastaların hemen hemen tamamı göz ve görüş kaybına maruz kalmadan normal yaşamlarını sürdürebilmektedir.

Kornea nekrozu ya da kara benek olarak da adlandırabileceğimiz ve İran kedilerinde daha çok gölişen bu göz hastalığı, siyam kedileri, British Short Hair hatta melez kedi ırklarında da gelişebilmektedir.